Programda konuşan, Cumhurbaşkanı
Erdoğan, gönül coğrafyasındaki tüm kardeşlerine selam gönderdiğini,
Filistin’in yiğit evlatlarına, Gazze’nin mazlum ve mahzun evlatlarına
ülkesi ve milleti adına en derin sevgilerini ilettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilay-i
kelimetullah yolunda vatanı ve milleti için fedai can eyleyen tüm
şehitlerin aziz ruhlarını rahmetle ve tazimle yad edip, vatanın ve ay
yıldızlı al bayrağın bekası için bedel ödeyen gazilere şükranlarını
sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 asır önce,
ayın 14’ü gibi parlayan Peygamber Efendimizi (s.a.s.) bugün bir kez daha
büyük bir ihtiramla, hürmetle yad ediyoruz. İnşallah bu gece, salimen
vasıl olacağımız taptaze bir şuur ve heyecanla ihya edeceğimiz Leyle-i
Mevlid’in Müslümanların yanı sıra tüm insanlık için hayırlar getirmesini
temenni ediyoruz. Bu güzel gecenin başta Gazze’deki mazlumlar olmak
üzere yeryüzünün farklı köşelerinde ölümle, açlıkla, zulümle ve zalimle
boğuşan tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum.”
ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanlığının Mevlid-i
Nebi Haftası’nı her sene farklı bir başlık altında idrak ettiğini
aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılki programların temasının
“Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası” olarak belirlendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta boyunca
yurt içinde ve yurt dışında icra edilecek programlarla hep birlikte bu
müstesna günlerin feyzinden istifade etmeye çalışacağız. Burada
öncelikle şu hususun altını çizmek istiyorum: Hz. Peygamber Efendimiz
Aleyhissalatü Vesselam, veladetinden vefatına kadar her anıyla
yaşantısıyla, sözleriyle, mücadelesiyle bizler için en güzel örnektir.”
şeklinde konuştu.
Hz. Muhammed'in vahye aracılık etmekle
kalmayıp, Kur'an'ı yaşadığını ve hayatının her anına tatbik ederek ete
kemiğe büründürdüğünü kaydeden Erdoğan, "Rabbimiz Ahzab Suresi 21.
ayetinde şöyle buyurmaktadır; 'Ey inananlar, ant olsun ki sizin için
Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler
için Resulullah en güzel örnektir." dedi.
“Kur’an-ı Kerim nasıl insanlık için bir
kurtuluş reçetesiyse Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) hayatı da insanlığın
yolunu aydınlatan meşaledir.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam
etti:
“Dünya hayatında kendimize örnek
aldığımız, izinden gittiğimiz, yoluna hayatımıza adadığımız tek insan
Resulullah Efendimizdir (s.a.s.). Bizim rehberimiz de önderimiz de
uğruna can vereceğimiz maşukumuz da sadece ve sadece O’dur (s.a.s.).
Rabbim bizlere Resulullah’ın (s.a.s.) izinde yürümeyi, O’nun hayatıyla,
şahsiyetimizi inşa etmeyi, O’nun örnek ahlakıyla ahlaklanmayı nasip
eylesin diyorum.”
“Efendimizin kılavuzluğunda şahsiyetimizi yeniden inşa edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir manevi
diriliş fırsatı olarak gördükleri Hz. Muhammed’in (s.a.s) veladetinin
yıl dönümünün buna vesile olmasını yürekten temenni ettiklerini
belirterek, “Diyanet İşleri Başkanlığımızın öncülüğünde tertiplenecek
programlarla dünya hayatının gailesi altında yorulan, örselenen, sıkışan
kalplerimizi Peygamber efendimizin aşkıyla yeniden pür nur eyleyeceğiz.
Bir olmanın, birlik olmanın, mümin gönüller olarak vahdet olma sırrına
inşallah bir kez daha ereceğiz. İnsanlar arasından çıkmış en güzel örnek
olan efendimizin kılavuzluğunda şahsiyetimizi yeniden inşa edeceğiz.”
ifadelerini kullandı.
Bu niyetlerle düzenlenecek programların
ifasında vazife üstlenen Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının her
birine başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle ülkemizde
ve dünyanın dört bir yanında ‘Emri bil maruf nehyi anil münker’ şuuruyla
tebliğ, tevil ve irşat faaliyetlerinde bulunan tüm kardeşlerimden,
hocalarımızdan Allah razı olsun diyorum.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet
camiasından bu anlamlı gecelerin ihyasında oynadığı öncü rolü aynı
kararlılıkla devam ettirmesini beklediğini ifade ederek, şöyle devam
etti:
“Şahsiyet inşası tek tek fertler kadar,
fertlerden müteşekkil toplumlar için de önemlidir. Şahsiyetini medeniyet
değerleriyle, güzel ahlakla yoğuran bireyler, önce ailelerine sonra
mensubu oldukları millete, en sonunda ise tüm insanlığa faydalı kişiler
olur. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) hayatına baktığımızda şahsiyet
inşasının üç sütun üzerine bina edildiğini görürüz. Bunlar iman, ahlak
ve hikmettir. O (s.a.s.), söylediğine ve yaptığına herkesin itimat
ettiği Muhammedü’l-Emin’dir. Hiç kimsenin arkasına bakmadan, kalbinde en
küçük bir şüphe duymadan canını, malını, namusunu teslim ettiği en
güvenilir kişiydi. O (s.a.s.) insanların en hayırlısı, en takvalısı, en
şefkatlisi ve merhametlisiydi. Bununla birlikte efendimiz, cihat
meydanlarının muzaffer komutanıydı. Efendimiz (s.a.s.), imanla yoğrulmuş
bir kalbin, takva ile süslenmiş bir şahsiyetin nasıl bir hayat
sürdüreceğini bizzat yaşamış ve bizlere miras bırakmıştır.”
Peygamber Efendimizin (s.a.s.), kendi
şahsiyetini Kur’an ile inşa ederken, aynı zamanda ümmetinin de
şahsiyetini şekillendirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları
söyledi:
“En yakın dostları ve ashabı onun izinde
yürüyerek kendi şahsiyetlerini kemale erdirmiş ve insanlığa örnek
olmuştur. Şahsiyet inşası sadece ferdi bir sorumluluk değil aynı zamanda
toplumsal bir görevdir. Şu hakikatin hepimiz gayet farkındayız: Güçlü
şahsiyetler, sağlam bir topluluğun teminatıdır. Bireyler ahlaklı,
erdemli, merhametli olduğunda toplumda da adalet olur, huzur olur,
emniyet olur ve refah olur. Ama tek tek kişiler bozulursa aile bozulur.
Aile yozlaşırsa toplum çürür, toplum çürürse devlet çürür, memleket
çürür, bütün insanlık zeval görür.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada şunu da ifade etmek
durumundayım. Artık eskisi kadar olmasa da halen birilerinin bu manevi
işgal projesine taşeronluk yaptığını görmekteyiz. Aralarında FETÖ’cü ve
bölücülerin de olduğu malum mahfiller bunu son derece planlı, son derece
sinsi ve kurnazca yapıyor. Biz bunlardan ülkeye kötülük dışında, nifak
ve husumet dışında zaten bir şey beklemiyoruz. Kimileri de millet ve
memleket düşmanlarının tuzağına düşerek bu manevi yıkım projesine
istemeden destek veriyor. Ülke gündemine gelen bazı hadiseler, bu
çevreler tarafından milletle ve milletin inanç değerleriyle kavga
vasıtası haline getiriliyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ideolojik
bağnazlık son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki cuma hutbesini,
hutbede okunan ayet-i kerimeleri hedef almaya başladılar.” ifadelerini
kullandı.
“Diyanet teşkilatımıza, hocalarımıza
utanmazca had bildirmeye kalkıyor.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Bunu yaparken de cehaletini gizlemek için Cumhuriyetimizin
banisi Gazi Mustafa Kemal’in arkasına saklanıyor, onu paravan olarak
kullanıyor. İçinde ne varsa ortaya dökmek yerine Gazi Mustafa Kemal’i
hadsizliğine alet ediyor.” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, haya, edep,
şefkat ve merhamet gibi hasletlerin günlük hayattan biraz daha
çekildiğini, insanı fıtratından kopartan LGBT’vari sapkınlıkların daha
önce hiç olmadığı kadar özendirildiğini ve teşvik edildiğini söyledi.
Programa katılan din görevlilerinden
daha fazla çaba ve gayret beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Daha önce de söyledim. Siz irşat vazifenizi layıkıyla
yaparsanız kimsenin çamuru size bulaşmaz. Sizler duruşunuzla,
tavrınızla, hayatınızla, sözünüzle, davranışlarınızla örnek olursanız
gençlerimizle, milletimizle aranızı hiçbir kirli kampanya bozamaz.”
dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, din
görevlilerinin iman kalesinin muhafızları olduklarını, görevlerinin ağır
ve mesuliyetlerinin de büyük olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle
tamamladı:
“Rabbim yar ve yardımcınız olsun
diyorum. Rabbim bu gece, bu hafta hürmetine, habibinin yüzü suyu
hürmetine bizi kendi yolundan, sırat-ı müstakimden ayırmasın diyorum. Bu
düşüncelerle Peygamberimizin veladetinin yıl dönümünün hepimiz için,
tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Leyle-i
Mevlid’te edeceğiniz duaların, yapacağınız ibadetlerin Allah katında
kabul olmasını niyaz ediyorum. İmamlarımızın, müezzinlerimizin, Kur’an
kursu öğreticilerimizin, vaizlerimizin, müftülerimizin ve din hizmetleri
müşavirlerimizin Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı da bu vesileyle
tebrik ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımıza bu güzel program için
teşekkür ediyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “İnsanlık, varoluşun anlamını O’nunla (s.a.s.) yeniden idrak etmiştir”
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali
Erbaş ise konuşmasına, “Yanan kalbe devasın Sen, bulunmaz bir şifasın
Sen, muazzam bir sehasın Sen, cemalinle ferahnak et ki yandım ya
Resülullah. gibi mısralarla gönül yangınlarını izhar eden Peygamber
aşıklarına selam olsun.” sözleriyle başladı.
İnsanlık tarihinin en büyük hadisesinin
sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) mevlidiyle dünyayı teşrifi olduğunu
kaydeden Başkan Erbaş, “Yolunu ve yönünü kaybeden insanlık, varoluşun
anlamını ve yaratılışın gayesini O’nunla (s.a.s.) yeniden idrak
etmiştir. O’nun (s.a.s.) yolundan gidenler zihinleri, gönülleri ve
yeryüzünü imar etmiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) imanı,
samimiyeti, dürüstlüğü, vefası, insanlarla ilişkisi, tüm canlılara karşı
sevgi, şefkat ve merhameti ve daha nice hasletleriyle insanlık için en
güzel örnek olmuştur.” dedi.
“Sorunların insanlığı çepeçevre kuşattığı bir çağı yaşıyoruz”
Başkan Erbaş, bugün ne yazık ki insani
değerlerin, ahlaki erdemlerin, adaletin, merhametin alabildiğine
örselendiği bir zamana, küresel kötülüklere şahitlik ettiklerini
belirterek, şöyle konuştu:
“Bencillik, yalnızlık, umutsuzluk,
güvensizlik gibi sorunların insanlığı çepeçevre kuşattığı bir çağı
yaşıyoruz. Kimlik, kişilik, aidiyet, anlam ve gaye ekseninde yaşanan
krizlerin insanları modern bir cahiliyeye sürüklediğini görüyoruz. Arif
Nihat Asya’nın dediği gibi; ‘Yer yüzünde riya, inkar, hıyanet, altın
devrini yaşıyor. Diller, sayfalar, satırlar Ebu Leheb öldü diyorlar. Ebu
Leheb ölmedi ya Muhammed, Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor.’”
14 asır evvel buna benzer cehaletlerin
yaşandığı zamanlarda insanlığın derdine çare olarak Peygamber
Efendimizin (s.a.s.) gönderildiğini ve kısa zamanda alemlere rahmet
olarak gönderilmiş olmasının sonuçlarının alındığını anımsatan Başkan
Erbaş, “Bugün de insanlığı düştüğü bu dehlizden çıkarmanın yegane yolu
kaybedilen değerleri, vahyin ve nübüvvetin rehberliğinde yeniden ihya
etmektir.” diye konuştu.
“2024 yılında gençlik faaliyetleriyle yaklaşık 6 milyon 800 bin gencimize ulaştık”
Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“Diyanet İşleri Başkanlığı olarak tüm
imkan ve mensuplarıyla inancımızın ilkelerini sevgili Peygamberimizin
(s.a.s.) mümtaz şahsiyetini insanlara tanıtmaya gayret ediyoruz.
Özellikle gençlerimizin, çocuklarımızın, nesillerimizin sevgili
Peygamberimizin (s.a.s.) üstün ahlakı ve örnek şahsiyetiyle tanışmasına
büyük önem veriyoruz. İslam’ın hakikatleriyle gençliğin heyecanı
buluştuğunda yeryüzünün güzelleşeceğine inanıyoruz. Daha da önemlisi
bizler iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ayırt
edebilen her şartta inanç ve değerleri uğrunda mücadele edebilen bir
neslin yetiştirilmesini varlık sebebimiz olarak görüyoruz. Dolayısıyla
bütün gençlerimiz Peygamber Efendimizin (s.a.s.) şahsiyetiyle tanışsın,
ahlakını yaşasın diye ‘Gençliğe Değer’, ‘İzcilik Kampı’ ve ‘Değerleriyle
Yetişen Gençlik’ gibi projelerle; gençlik merkezlerimiz, gençlik
koordinatörlerimiz ve KYK’larda hizmet veren manevi danışmanlarımızla
gençlerimizin heyecan ve hayallerine rehberlik etmeye çalışıyoruz. 2024
yılında hamdolsun farklı programlar ve gençlik faaliyetleriyle yaklaşık 6
milyon 800 bin gencimize ulaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
Huzurlu bir toplum ve huzurlu bir
dünyanın temelinde aile kurumunun olduğuna işaret eden Başkan Erbaş,
“Peygamberimizin (s.a.s.) aileye dair getirdiği mesaj ve değerleri
herkes öğrensin diye aile ve dini rehberlik hizmetlerimizi binin
üzerinde hoca hanımla daha bir özenle yapıyoruz. Aileyi koruma ve
desteklemeye yönelik eğitimler, seminerler, konferanslar
gerçekleştiriyoruz. ‘Baba Okulu’, ‘Evlilik Okulu’ gibi projelerle
gençlerimizin sağlıklı, güçlü ve huzurlu bir yuva kurması için
çalışıyoruz. Vaaz ve hutbelerimizde sık sık bu konularda farkındalık
oluşturmaya gayret ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Başkan Erbaş, “Sizin en hayırlınız
Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” hadis-i şerifini kendilerine
şiar edinerek, ihtiyaç odaklı ve hafızlık Kur’an kurslarında her yıl 100
binlerce kişiye Kur’an ve din eğitimi verdiklerini söyledi.
“Her yıl 3 milyona yakın evladımızı dinimizin güzellikleriyle tanıştırıyoruz”
Özellikle değerler eğitimini merkeze
alan 4-6 ve 7-10 yaş Kur’an kurslarında çocukları hem Kur’an-ı Kerim’le
buluşturduklarını hem de Peygamberimizin (s.a.s.) örnek şahsiyetiyle
tanıştırdıklarını ifade eden Başkan Erbaş, “Şimdiye kadar 4-6 yaş arası
1,5 milyon evladımızın katıldığı bu kurslarımızın yanı sıra cami
merkezli gerçekleştirdiğimiz yaz Kur’an kurslarımızda her yıl 3 milyona
yakın evladımızı yüce dinimizin güzellikleriyle, Peygamber Efendimizin
(s.a.s.) hayatıyla tanıştırıyoruz, buluşturuyoruz.” dedi.
Başkan Erbaş, milleti ve tüm insanlığı,
İslam’ın hakikatleriyle, alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili
Peygamberimizin (s.a.s.) sünnetiyle buluşturmak adına yayınlar
yaptıklarını, 50’den fazla dil ve lehçede, dini, Kitabı ve Peygamberi
(s.a.s.) tanıtan binlerce eser yayınladıklarını anlattı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan ve
ilahi, tasavvuf musikisi dinletilerinin de sunulduğu programda, 2024
yılı Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası
dolayısıyla hazırlanan sinevizyon gösterimi de yer aldı.