81 ilimizdeki 509 Aile ve Dini Rehberlik Büro/Merkezimizde görev yapan 4.883 personelimize yönelik çevrim içi aylık konferanslar dizisinin Aralık ayı programı “Algoritmaların Gölgesinde İnsan Olmak: Etik, Hakikat ve Sorumluluk" temasıyla 23 Aralık 2025 tarihinde çevrim içi olarak gerçekleştirildi.
Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen çevrim içi konferanslar dizisinin Şubat ayı konuğu, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuba Nur Umut oldu. Konferansta dijital çağın insan, değerler ve dinî-manevî hayat üzerindeki etkileri ele alındı.
Konuşmasına “dijital göçmen" ve “dijital yerli" ayrımıyla başlayan Umut, bugünün yetişkinlerinin dijital dünyayı sonradan öğrenen bir kuşak olduğunu, yeni neslin ise bu çağın içinde doğduğunu belirterek dijital yerlilerin kavramları kullanma biçimlerini ve meseleleri ele alış tarzlarını anlamanın önemine dikkat çekti.
Dijital çağın hakikatin yerine “ikame gerçeklikler" sunduğunu ifade eden Umut, bu durumun sanal bir dünya inşa ettiğini ve insanın temel sorumluluk ve davranışlarını zayıflatarak failliğini aşındırdığını vurguladı. Gerçek arkadaşlıkların yerini sanal ilişkilerin aldığını, kitapların ve yemeklerin dahi paylaşılacak nesnelere dönüştüğünü belirten Umut, insanın yerinden hareket etmeden her şeyi deneyimleyebileceği yanılgısına kapıldığını söyledi.
Sanal gerçeklik karşısında gerçeğe tutunmanın önemine işaret eden Umut, gerçek dünyadaki varlıkların aynı zamanda birer “ayet" olduğunu, insanın dış dünyada şahit olduğu varlıklardan hareketle daha derin hakikatlere ulaşabildiğini ifade etti. Buna karşılık dijital dünyanın, aynı algoritmaları sürekli tekrar ederek insanı tekliğe ve sıradanlığa sürüklediğini belirtti.
Tuba Nur Umut, gerçek dünyada erdemli ve güzel ahlak sahibi olmanın temel bir değer olduğunu; dijital dünyada ise daha çok “beğeni" alanların örnek alındığı yeni “fenomen otoritelerin" ortaya çıktığını söyledi. Geçici trendlerin insanı anlık tüketime yönelttiğini, hızla akan gündem nedeniyle derin tefekkürün zorlaştığını da sözlerine ekledi.
Mahremiyet konusuna özel bir vurgu yapan Umut, dijital mecraların sanıldığı gibi şeffaf olmadığını; aksine kullanıcıların hayatlarını olabildiğince şeffaf yaşamalarını talep ettiğini ve bunun da insan mahremiyetini ciddi biçimde tehdit ettiğini ifade etti. Algoritmaların insanın duygusal süreçlerini dahi etkilediğini belirten Umut, yankı odaları sayesinde bireyin suni onaylara alıştırıldığını; eleştiri, tefekkür ve şükür gibi manevi tatmin ve sorgulama imkânlarından uzaklaştığını belirterek konuşmasını tamamladı.